in equal degree or extent.

listen to the pronunciation of in equal degree or extent.
الإنجليزية - التركية

تعريف in equal degree or extent. في الإنجليزية التركية القاموس.

equally
eşit olarak

Esperanto ile diğer ülkelerden gelen insanlarla eşit olarak iletişim kurabilirsiniz. - With Esperanto you can communicate equally with people from other countries.

Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz. - We will divide the large area of family land equally between our children.

equally
eşit ölçüde

Beyaz erik brendisi bir kompostoda eşit ölçüde lezzetlidir. - Mirabelles are equally delicious in a compote.

Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir. - Every language is equally precious and valuable to its speakers.

equally
aynı derecede

Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir. - College students should study hard, but equally they should also make time for an active social life.

Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular. - They made equally tough demands.

equally
eşit bir biçimde
equally
aynı derecede/eşit olarak
equally
müsavi olarak
الإنجليزية - الإنجليزية
equally

The gas stations are equally far from the highway.

in equal degree or extent.
المفضلات