in between

listen to the pronunciation of in between
الإنجليزية - التركية
ortada
in arasında
aradan
arada aradan
arsında
aralarında
ikisi arasında
arasındaki
aralarında: two houses with a yard in between aralarında bir bahçe olan iki ev
-in arasında
orta
aralıkta
arada

Arada hep bir kadın var. - There's always a woman in between.

O, arada balığa gitti. - He went fishing in between.

arada olan şey
between
arasına

Biz resmî ve özel işler arasına çizgi çizmeliyiz. - We should draw the line between public and private affairs.

Tom Mary ve John'un arasına sığışmaya çalıştı. - Tom tried to squeeze in between Mary and John.

between
arasında

Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu. - In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.

Facebook ve Twitter arasındaki fark, Twitter'ın bir mikroblog servisi olmasıdır. - Difference between Facebook and Twitter is, Twitter is a microblogging service.

between
in between sallantıda
between
Xbetween arada
between
ortada
between
ila

Titanik'in batışında 1490 ila 1635 kişi öldü. - Between 1,490 and 1,635 people died in the sinking of the Titanic.

Amerika kıtasının fethi 60 ila 70 milyon cana mal oldu. - The conquest of America cost between 60 and 70 million lives.

between
aralık

Onlar arasındaki aralık daraldı. - The gap between them has narrowed.

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım. - I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.

in-between
orta
between
aralarında

Tom ve Mary parayı kendi aralarında paylaştılar. - Tom and Mary divided the money between themselves.

Aralarında karıştırma tehlikesi var. - There is danger of confusion between them.

between
arada

Arada hep bir kadın var. - There's always a woman in between.

İki arada bir derede. - Between a rock and a hard place.

inbetween
aracı
be in between
aralığında olmak
between
between arasında
between
few and far between nadiren
between
araya

Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı. - His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.

between
aralarından
between
ortaya

İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir. - Trade friction might arise between the two nations at any moment.

İki ülke arasında bir diplomatik kriz ortaya çıktı. - A diplomatic crisis arose between the two nations.

between
seyrek

Taksiler sağanak sırasında seyrekti. - Taxis are few and far between during a rainstorm.

between
(zarf) arada, ortasında, araya, arasına, ortada, ortaya
between
between you and me söz aramızda
inbetween
arada olan şey
inbetween
arasındaki
inbetween
orta
الإنجليزية - الإنجليزية
between them
in the space between
between
imbetween
Used in the context of general equities Priced higher than the bid price but lower than the offer price See: In the middle
in the middle, in the center
Between: Mortar in between the bricks; two crackers with a filling in between
inter
inter-
inbetween
Alternative spelling of in-between
inbetween
Alternative spelling of in between
in-between
being neither at the beginning nor at the end in a series; "adolescence is an awkward in-between age"; "in a mediate position"; "the middle point on a line
in-between
in the middle between two points, sizes, periods of time etc
in between

    الواصلة

    in be·tween

    التركية النطق

    în bitwin

    النطق

    /ən bēˈtwēn/ /ɪn biːˈtwiːn/

    علم أصول الكلمات

    () in + between

    فيديوهات

    ... left hand side that easily allows me to switch between ...
    ... is this: What are the differences between the two of you as to how you would go about ...
المفضلات