Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about her family.
Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.
- I can't promise anything, but I'll do my best.
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
- If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
- Don't you have anything smaller than that?
Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
- Is there anything to drink in the refrigerator?
Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
- I am quite willing to do anything for you.
Hiç bir şeyi asla önceden tahmin edemem.
- I can never predict anything.
Hiç bir şeyi kontrol edemeyiz.
- We don't control anything.