O, o günlerde hep içki içiyordu.
- He was always drinking in those days.
O hep soluk görünüyor.
- She always looks pale.
Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
- To be always honest is not easy.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is always honest.
Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşin koşar ve sonunda da daima Almanlar kazanır.
- Football is a simple game. 22 men chase a ball for 90 minutes, and at the end the Germans always win.
Bana daima yardım ettiniz.
- You've always helped me.
Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- In any event, I will do my best.
Her halükarda, yarın gideceğim.
- I will leave tomorrow, in any event.
I thought I could always go back to work.