in a table, a vertical collection of cells

listen to the pronunciation of in a table, a vertical collection of cells
الإنجليزية - التركية

تعريف in a table, a vertical collection of cells في الإنجليزية التركية القاموس.

column
(Mühendislik) sütun

Ben her zaman onun sütunlarını ilgi ile okudum. - I always read his columns with interest.

İftira niteliğindeki sütun hâlâ önceden bahsedilen gazetenin internet sitesinde okunabilir. - The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.

column
{i} kolon

Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır. - Columns provide a solid foundation.

column
{i} gazet. köşe yazısı, fıkra
column
(Tıp) Kolon, direk, columna
column
(Askeri) KOL: Kıta, gemi, tank veya araçların birbiri arkasına gelecek şekilde sıralanmalarıyla meydana gelen düzen
column
{i} direk
column
(İnşaat) sütün
column
(Bilgisayar) sütunu

Makalenin üç sütunu vardı. - The article had three columns.

Sami, gazetedeki sütununu okuyan birinden bir e-posta aldı. - Sami got an e-mail from a person who read his column in the newspaper.

column
kuyruk
column
(insan/araç/hayvan/vb.) dizi
column
{i} ask. kol
column
{i} makale

Makalenin üç sütunu vardı. - The article had three columns.

Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım. - I'm always interested in reading his column.

column
sütun kolon
column
{i} mim. sütun; kolon
column
kuyruk/sütun
column
{i} basamak [mat.]
الإنجليزية - الإنجليزية
column
in a table, a vertical collection of cells
المفضلات