Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Bir toplantı düzenleyeceğiz.
- We'll set up a meeting.
Pazartesi için neden bir toplantı düzenlemiyoruz?
- Why don't we set up a meeting for Monday.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu?
- Does anybody here know how to set up a web server?
Tom yeni bir iş kurmasına yardım etmem için Boston'a gelmemi istiyor.
- Tom wants me to come to Boston to help him set up a new business.
Now that I'm set up, this will take moments!.