Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
Tom sık sık kendisiyle çelişir.
- Tom constantly contradicts himself.
Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.
- Sally was constantly changing her hairstyle.
O, sürekli mektuplar yazıyor.
- She is constantly writing letters.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
- I'm constantly telling her to behave herself.
Sürekli olarak isimleri unutuyorum.
- I am constantly forgetting names.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.