Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
- Speak louder so everyone can hear you.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
- He began to cry loudly.
Çok parlak bir kravat taktı.
- He wore a very loud necktie.
Radyo biraz gürültülü.
- The radio is a bit loud.
Lütfen daha yüksek sesle konuş. Burası çok gürültülü.
- Please speak louder. It is too noisy here.
Aniden yüksek bir gürültüyle kapı kapandı.
- Suddenly, the door closed with a loud noise.
Zaman ayarlı bomba gürültüyle patladı.
- The time bomb exploded with a loud noise.
Bu turistler gürültücü ve kabadır.
- These tourists are loud and rude.
Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
- Someone is knocking loudly at the door.
Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
- You don't have to talk so loud.