in a line, or with a progressive motion; onward; forward

listen to the pronunciation of in a line, or with a progressive motion; onward; forward
الإنجليزية - التركية

تعريف in a line, or with a progressive motion; onward; forward في الإنجليزية التركية القاموس.

along
boyunca

İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü. - As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.

Amcamın cadde boyunca bir mağazası var. - My uncle has a store along the street.

along
yanına

Kamerayı yanına almayı unutma. - Don't forget to take along the camera.

along
ileriye
along
beraberine
along
yanısıra
along
süresince
along
orada
along
buraya

Köpeğimi yanımda getireceğim böylece onunla tanışabilirsin. Ne! Buraya hayvan getirmeye yeltenme! - I'll bring my dog along, so you can meet him. What?! Don't you dare bring that animal here!

Tom'u kim buraya davet etti? - Who invited Tom along?

along
kıyısında
along
(Ticaret) alonj
along
orada/oraya
along
birlikte

Eğer istiyorsan bizimle birlikte gelebilirsin. - Come along with us if you like.

Kalabalık ile birlikte gidin. - Go along with the crowd.

along
yanında

Tom'a Mary'yi yanında getirmesini söyle. - Tell Tom to bring Mary along.

Yanında okuyacak bir şey getir. - Bring along something to read.

along
alongshore kıyı boyunca
along
bordasına
along
yanı sıra

Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir. - Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.

along
ileri
الإنجليزية - الإنجليزية
along
in a line, or with a progressive motion; onward; forward
المفضلات