Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.
- My liver is heavily damaged.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Bill babasının çokça sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates his father smoking heavily.
Dün çok yağmur yağdı.
- It rained heavily yesterday.
Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates that his father smokes heavily.
Aşırı derecede yağmur yağıyor.
- It is raining heavily.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
- The building was heavily damaged by fire.
Eğer çok şiddetle yağmur yağmasaydı oyun iptal edilmezdi.
- The game would not have been called off if it hadn't rained so heavily.
Şiddetle yağmur yağdığı için okula geç kaldık.
- We were late for school because it rained heavily.
he breathed heavily.