O bizim teklifimizi memnuniyetle kabul etti.
- He gladly accepted our offer.
Tom Mary'nin hediyesini memnuniyetle kabul etti.
- Tom gladly accepted Mary's gift.
Seninle seve seve plaja giderdim ama bugün vaktim yok.
- I would gladly go to the beach with you, but I don't have the time today.
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.
- I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to.
İyi çocuklar okula sevinçle giderler.
- Good boys go gladly to school.