O aslında serbest piyasa sistemini destekledi.
- He basically supported the free market system.
Bu aslında oldukça basit.
- It's basically quite simple.
İnsanların temelde iyi olduklarına inanıyorum.
- I believe men are basically good.
Temelde ben dürüst bir insanım.
- Basically, I am a honest person.
Temel olarak planını seviyorum.
- I basically like your plan.
Temel olarak, aynı şeydir.
- Basically, it is the same thing.
They've added some fancy features, but it's basically still a car.