O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.
- If I had enough money, I would buy that nice car.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Sana yeterince teşekkür edemem.
- I can't thank you enough.
Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.
- I had enough time, so I didn't need to hurry.
Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
- Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi.
- She wasn't wealthy enough to feed her dog meat every day.
Tom herkesi beslemeye yetecek kadar yiyecek getirdi.
- Tom brought enough food to feed everyone.
Bu, yeterli miktardan daha fazla
- It's more than enough.
Burada yeterli miktara sahibiz.
- We've got enough here.