Bizzat git ve onunla görüş.
- Go and see him in person.
Onunla bizzat konuşmalısın.
- You must talk to her in person.
Tom oraya bizzat kendisi gitti.
- Tom went there in person.
Sen en iyisi git ona şahsen teşekkür et.
- You had better go and thank her in person.
Tom bize şahsen geleceğini söyledi.
- Tom told us that he'd come in person.
... make their flesh creep, wouldn't it? ...