Onlar bir saattir burdalar.
- They have been here for an hour.
Tom'u burdan uzaklaştır.
- Get Tom away from here.
Buyrun, bundan bir lokma deneyin.
- Here, try a bite of this.
Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum.
- I'm glad you're here to help me with this.
lütfen burayı imzalar mısınız?
- Could you sign here, please?
Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor.
- Tom hopes Mary likes it here.
İşte senin için bir mektup.
- Here is a letter for you.
İşte sizin için biraz haber.
- Here's some news for you.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Merhaba? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.
- It is five years since we moved here.
Hey, sen burada ne yapıyorsun?
- Hey, what are you doing here?
Hey, buradan çıkalım.
- Hey, let's get out of here.
... but we have a very robust civilian strategy in place to try to help them rebuild. And ...
... It's an interesting place to be, inside my head. ...