Tom has a t-shirt that was signed by Bill Gates.
- Tom'un, Bill Gates tarafından imzalanmış bir tişörtü var.
Everyone has a signed contract.
- Herkesin imzalanmış bir sözleşmesi var.
Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.
- Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır.
All you have to do is sign this paper.
- Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
The two sides signed a peace treaty.
- Iki taraf bir barış antlaşması imzaladı.
Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.
- Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır.
Hey, I didn't sign on for this.
- Hey, bunun için imzalamadım.
Please sign on the dotted line.
- Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
I'm not signing anything.
- Ben bir şey imzalamıyorum.
You'd better examine the contract carefully before signing.
- Sözleşmeyi imzalamadan önce dikkatlice incelesen iyi olur.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
After the concert, Tom signed autographs.
- Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.
Could you please autograph this book?
- Lütfen bu kitabı imzalar mısın?