We were tied to our decision because we signed the contract.
- Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
Could you sign here, please?
- lütfen burayı imzalar mısınız?
We were tied to our decision because we signed the contract.
- Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
The Florida treaty was signed in February 1819.
- 1819 yılının Şubat ayında Florida antlaşması imzalandı.
Hey, I didn't sign on for this.
- Hey, bunun için imzalamadım.
Please sign on the dotted line.
- Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
- Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
I'm not signing anything.
- Ben bir şey imzalamıyorum.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
After the concert, Tom signed autographs.
- Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.
Could you please autograph this book?
- Lütfen bu kitabı imzalar mısın?
He was forced to sign the document.
- Belgeyi imzalamak zorunda kaldı.
All you have to do is sign this paper.
- Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.