İlk izlenimler önemlidir.
- First impressions matter.
Çin bana birçok farklı izlenimler verir.
- China gives me many different impressions.
Ben gerçekten onu hayran bırakmak istiyorum.
- I really want to impress him.
Ben gerçekten onları hayran bırakmak istiyorum.
- I really want to impress them.
Sana o izlenimi vermeyi kastetmemiştim.
- I didn't mean to give you that impression.
-O reklam güçlü bir izlenim bırakıyor-Özellikle müzik.O, kafanın içinde kalıyor.
- That commercial makes a strong impression - especially the music. It stays in your head.
Amerika izleniminiz nedir?
- What is your impression of America?
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
- He made a favorable impression on his bank manager.
O zamanlar genç ve kolay etkilenendim.
- I was young and impressionable at that time.
O gün bende derin bir etki bıraktı.
- That day left a deep impression on me.
Herkesi etkilemek istiyorum.
- I want to impress everyone.
Tom sadece Mary'yi etkilemek için yaptı.
- Tom did it just to impress Mary.
Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
- Tom's impeccable manners made a big impression on Mary's parents.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Sergi çok etkileyiciydi.
- The exhibition was very impressive.
Doğruyu söylemediğin kanısındayım.
- I get the impression that you aren't telling the truth.
O zamanlar genç ve hassastım.
- I was young and impressionable at that time.
Genç insanlar çok hassastır.
- Young people are very impressionable.
İlk izlenimler önemlidir.
- First impressions matter.
Onun hakkında izlenimlerin neydi?
- What were your impressions of it?
Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
- Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature.
Manzaradan derinden etkilendim.
- I was deeply impressed by the scenery.
You impressed me with your command of Urdu.
Such admonitions, in the English of the Authorized Version, left an indelible impress on imaginations nurtured on the Bible .
We impressed our footprints in the wet cement.
That first view of the Eiger impressed itself on my mind.
The liner was impressed as a troop carrier.
Henderson impressed in his first game as captain.
His head made an impression on the pillow.
What is your impression of Beatles' music?.