Yük olmak istemiyorum.
- I don't want to impose.
Yeni bir daireyi döşeme büyük masraflar yüklemektedir.
- Furnishing a new apartment imposes large expenses.
Tom Mary'ye zorla kabul ettirmek istemiyordu.
- Tom didn't want to impose on Mary.
O her zaman iradesini empoze etmeye çalışıyor.
- He's always trying to impose his will.
Biz başkalarına kendi dilsel normlarını empoze etmeye çalıştığımızda biz antidemokratik miyiz?
- Are we undemocratic when we try to impose our own linguistic norms on others?
A new tax will be imposed on gas.
Tom Mary'ye zorla kabul ettirmek istemiyordu.
- Tom didn't want to impose on Mary.
Social relations impose courtesy.
Congress imposed new tariffs.