important; sizable, substantial

listen to the pronunciation of important; sizable, substantial
الإنجليزية - التركية

تعريف important; sizable, substantial في الإنجليزية التركية القاموس.

considerable
hatırı sayılır derecede
considerable
{s} önemli

Japonya'da pirinç için talep önemli. - The demand for rice in Japan is considerable.

Ben bu koşullar altında önemli bir baskı gösterdiğimi düşünüyorum. - I think I've showed considerable constraint under the circumstances.

considerable
oldukça büyük
considerable
dili fazla miktar
considerable
{s} hatırı sayılır ölçüde
considerable
ABD
considerable
çokluk
considerable
considerably epeyce
considerable
kaydadeğer
considerable
hatırı sayılır büyük
considerable
oldukça çok
considerable
mühim
considerable
büyük

Tom'un deneyimi büyük ilgi gördü. - Tom's experience attracted considerable attention.

Deprem, büyük ölçüde hasara yol açtı. - The earthquake caused considerable damage.

considerable
hatırı sayılır

Hatırı sayılır bir tartışmadan sonra, alıcı ve satıcı anlaşmaya vardı. - After considerable argument, the buyer and the seller finally came to terms.

Oğluna hatırı sayılır bir servet bıraktı. - He bequeathed a considerable fortune to his son.

considerable
{s} hayli

İstifa etmek için hayli baskı altındayım. - I've been under considerable pressure to resign.

Hava bir odada sıkıştırıldığında hayli ısı yalıtımı sağlar. - Air provides considerable thermal insulation when trapped in a chamber.

considerable
(sıfat) önemli, hatırı sayılır ölçüde, hayli, dikkate değer
considerable
fazla
considerable
oldukça
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} considerable
important; sizable, substantial
المفضلات