imperfection; deficiency

listen to the pronunciation of imperfection; deficiency
الإنجليزية - التركية

تعريف imperfection; deficiency في الإنجليزية التركية القاموس.

defect
{i} bozukluk
defect
{i} kusur

Bazı hastalıklara kusurlu bir gen tarafından sebep olunmaktadır. - Some diseases are caused by a defective gene.

Son araştırmaların gösterdiğine göre, Emmet'in teorisinin uygulanması her zaman kusursuz değildir. - Recent investigations have demonstrated that the application of Emmet's theory is not always without defects.

defect
{i} arıza

Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler. - They replaced the defective TV with a new one.

Araçlar arızalar için en az her üç ayda bir kontrol edilir. - The vehicles are inspected for defects at least every three months.

defect
eğilmek
defect
döndürmek
defect
dönmek
defect
iltica etmek
defect
{f} ayrıl
defect
temassızlık
defect
(Tıp) Eksiklik noksan, kusur, sakatlık, defekt
defect
(isim) eksiklik, kusur, noksan; özür, sakatlık; bozukluk, arıza
defect
{i} kusur, noksan, eksiklik
defect
{i} noksan
defect
(İnşaat) arıza, hata
defect
{f} sığınmak
defect
{f} döneklik etmek
defect
defekt,v.boz: n.bozukluk
defect
terket
defect
{f} ayrılmak
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} defect
imperfection; deficiency
المفضلات