Çok fazla aksiyon içermeyen filmlerde hep sıkılırım.
- I'm always bored with films that have little action.
Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.
- I've always wondered what it'd be like to have siblings.
Ben bunu hep yaparım.
- I do it all the time.
Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun?
- I don't understand. Why do you hang out with her all the time?
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is always honest.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
Bana daima yardım ettiniz.
- You've always helped me.
İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
- On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is honest all the time.
John sürekli hatalar yapıyordu.
- John was making mistakes all the time.
Tom sürekli TV izler.
- Tom watches TV all the time.