Tekrar tekrar denedim.
- I tried again and again.
O tekrar tekrar kapıyı çaldı, ama cevap yoktu.
- He knocked at the door again and again, but there was no answer.
Tom devamlı olarak pasta yiyor.
- Tom continually eats cake.
Bu kitap defalarca okumaya değer.
- This book is worth reading again and again.
O, mektubunu defalarca okudu.
- She read his letter again and again.
O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu.
- She complained continually that there was no money left.
Eğer evren yıldızlarla doluysa, neden onların ışığı sürekli olarak tüm evreni aydınlatmıyor?
- If the universe is full of stars, why doesn't their light continually light up the entire sky?
O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu.
- She complained continually that there was no money left.
Termosfer içinde sıcaklıklar sürekli olarak 1.000 derece Celsius'un hayli ötesine yükselir.
- Within the thermosphere, temperatures rise continually to well beyond 1,000 degrees C.
Tom devamlı olarak pasta yiyor.
- Tom continually eats cake.
He read the article over and over again.
- Er las den Artikel immer wieder.
I've warned you over and over again not to do it.
- Ich habe euch immer wieder gewarnt, es nicht zu tun.