Hemencecik birbirimizi sevdik.
- We liked each other right away.
Derhal Osaka'ya gitmeni istiyorum.
- I want you to go to Osaka right away.
Yerinde olsam derhal eve giderim.
- If I were you, I'd go home right away.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Tom bir an önce evlenmek istediğini söylüyor.
- Tom says he wants to get married right away.
Her iki görüşün avantajları ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisini destekleyeceğime hemen karar vermeyeceğim.
- There are merits and demerits to both your opinions so I'm not going to decide right away which to support.
O, hemen geri döneceğini söyledi.
- She said she would be back right away.