ilkelleşme

listen to the pronunciation of ilkelleşme
التركية - الإنجليزية

تعريف ilkelleşme في التركية الإنجليزية القاموس.

ilkel
primitive

If you are a member of a primitive community and you wish to produce, say, food, there are two things that you must do. - Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır.

They used those primitive tools. - Onlar bu ilkel aletleri kullandılar.

ilkel
crude
ilkel
initial
ilkel
aboriginal
ilkel
embryo
ilkel
{s} primal
ilkel
inductive
ilkel
embryonic
ilkel
rude
ilkel
elemental
ilkel
primative
ilkel
protostome
ilkel
primitive, preliterate: ilkel bir toplum a primitive society
ilkel
rudimental
ilkel
uncouth, crude, coarse, unrefined
ilkel
primitive, naïve, unsophisticated, simple: Tabloları ilkel bir niteliğe sahip. His paintings have a primitive quality about them
ilkel
proto
ilkel
primeval

Several primeval vases stand in this room. - Bu odada birkaç ilkel vazo duruyor.

You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest. - Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.

ilkel
elementary
ilkel
primitive; pertaining to the earliest stage of development; characteristic of an early stage of development: ilkel insan primitive man. ilkel kilise the Primitive Church. ilkel bitkiler primitive plants
ilkel
rudimentary
ilkel
primordial
ilkel
(a) primitive (a European, especially an Italian, painter who worked prior to the Renaissance)
ilkel
primitive, crude, rudimentary; old-fashioned and inconvenient: Dinlenme tesisleri oldukça ilkel. Their recreational facilities are rather primitive
ilkel
early
ilkelleşmek
to acquire a primitive character; to become primitive
ilkelleşmek
to become uncouth, become crude
ilkelleşmek
to become primitive
ilkelleşmek
regress
التركية - التركية
İlkelleşmek işi
ilkel
iptidai
ilkel
Yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
ilkel
İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif: "İran'da ve Afganistan'da bu aşiretleri idare edenlerin ilkel planda kalmış menfaatleri var."- Ç. Altan
ilkel
Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif
ilkel
Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
ilkel
Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif. Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
ilkel
çağdaş olmayan, çağı yakalayamayan
ilkel
İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidaî, primitif
ilkel
Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
ilkel
Gelişmesinin başında bulunan
ilkel
primitifiptidai
ilkelleşmek
İlkel bir durum almak veya ilkel bir duruma gelmek
İLKEL
(Osmanlı Dönemi) Bak: İbtidâi
İlkel
primitif
İlkel
(Hukuk) İPTİDAİ
ilkelleşme
المفضلات