I have to take care of the neighbor kids.
- Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
I've got my own problems to take care of.
- İlgilenmek için kendi sorunlarım var.
Tom doesn't want to deal with this problem now.
- Tom şu anda bu sorunla ilgilenmek istemiyor.
You're going to have to deal with that.
- Onunla ilgilenmek zorunda kalacaksın.
Tom doesn't want to deal with this problem now.
- Tom şu anda bu sorunla ilgilenmek istemiyor.
This is a dirty job, I don't want to deal with it.
- Bu pis bir iş, onunla ilgilenmek istemiyorum.
Every one of us is more or less interested in art.
- Her birimiz az çok sanatla ilgilenmektedir.
He's interested in many things.
- O, birçok şeyle ilgilenmektedir.
This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
- Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
He's interested in many things.
- O, birçok şeyle ilgilenmektedir.
Every one of us is more or less interested in art.
- Her birimiz az çok sanatla ilgilenmektedir.
Someone has to take care of Tom.
- Biri Tom'la ilgilenmek zorunda.
I've been hired to take care of the problem.
- Beni sorunla ilgilenmek için tuttular.
I want to get involved with business strategy.
- Ben iş stratejisi ile ilgilenmek istiyorum.
Tom didn't have enough experience in dealing with that kind of problem.
- Tom'un o tür bir sorunla ilgilenmek için yeterli deneyimi yoktu.
He is good at dealing with children.
- Çocuklarla ilgilenmede iyidir.
The policeman paid no attention to him.
- Polis onunla ilgilenmedi.
None of the boys paid any attention to Mary.
- Erkeklerden hiç biri Mary ile ilgilenmedi.
This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
- Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
The man is not concerned in this project.
- Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
- Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
As time went on, people grew less and less concerned about the matter.
- Zaman geçerken, insanlar konuyla gittikçe daha az ilgilendiler.
Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
- Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
- Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
- Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
He goes in for whatever he finds interesting at the moment.
- O, şu anda ilginç bulduğu her şeyle ilgilenir.
A lot of folks find cars interesting, but I'm not interested in them at all.
- Bir sürü insan arabaları ilginç buluyor fakat ben onların hiç biriyle ilgilenmiyorum.
I stopped paying attention to Tom.
- Tom'la ilgilenmekten vazgeçtim.