Tom and Mary don't have much time to talk together. Their children are always demanding their attention.
- Tom ve Mary'nin birlikte konuşmak için çok zamanı yok. Onların çocukları, her zaman onların ilgisini istiyorlar.
My children share my attention.
- Çocuklar benim ilgimi paylaşırlar.
Relevance is a key element in communication.
- İlgi, iletişimde anahtar bir unsurdur.
Objection. This certainly has no relevance. All objections have been waived till the trial.
- İtiraz ediyorum. Bunun kesinlikle hiç bir ilgisi yok. Bütün itirazlar duruşmaya kadar ertelenmiştir.
It seems interesting to me.
- O bana ilginç görünüyor.
I found this book very interesting.
- Bu kitabı çok ilginç buldum.
This does not concern you at all.
- Bu seni hiç ilgilendirmez.
The man is not concerned in this project.
- Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
Who will take care of the baby?
- Bebekle kim ilgilenecek?
A good workman always takes care of his tools.
- İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
I look forward to hearing your thoughts on this matter.
- Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
I thought you might be interested in this.
- Bununla ilgilenebileceğini düşündüm.
The content of his speech is not relevant to the subject.
- Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
They found out truth while examining a pile of relevant documents.
- İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.
It concerns the State.
- Bu devleti ilgilendiriyor.
What I have to say concerns everyone here.
- Söylemek zorunda olduğum şey, buradaki herkesi ilgilendirir.
Tom denied any involvement in the killing.
- Tom cinayetle herhangi bir ilgisi olduğunu yalanladı.
I'm not interested in a serious relationship.
- Ciddi bir ilişki ile ilgilenmiyorum.
My relationship with Tom is none of your business.
- Tom'la ilişkim seni ilgilendirmez.
I had an interesting conversation with my neighbor.
- Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
He has no interest in politics.
- Onun politikaya ilgisi yok.
If indifference is the kiss of death for a relationship, then complacency is the kiss of death for a business.
- İlgisizlik bir ilişki için ölüm öpücüğü ise öyleyse rahatlık bir iş için ölüm öpücüğüdür.
Tom isn't interested in a relationship.
- Tom bir ilişkiyle ilgilenmiyor.
I copied down several useful references on gardening.
- Bahçecilikle ilgili birkaç faydalı referansı kopyaladım.
I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
- Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
Two men have been arrested in connection with Tom's murder.
- Tom'un öldürülmesiyle ilgili olarak iki adam tutuklandı.
I have no connection the matter.
- Konuyla hiçbir ilgim yok.
With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
- Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
- Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
Hey! This is not the right place. You should contact the actual national coach for information regarding this.
- Hey! Bu doğru yer değil. Sen bununla ilgili bilgi için gerçek milli takım antrenörüyle temas kurmalısın.
The family had grave doubts regarding the explanation it received from the army.
- Ailenin ordudan alınan açıklama ile ilgili ciddi şüpheleri vardı.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
- Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
Bir web sitenin gördüğü alaka onun muhtevasına bağlıdır.
- Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
- Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
Bir web sitenin gördüğü alaka onun muhtevasına bağlıdır.
- Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.