The bus driver told everyone standing up to move forward.
I'll be glad to forward your mail to you while you're gone.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
Tom took a few steps forward.
- Tom ileriye doğru birkaç adım attı.
They moved ahead slowly.
- Onlar yavaşca ileriye doğru hareket etti.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
Life can only be understood backwards, but it must be lived forwards.
- Hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmalıdır.
He was too tired to walk any farther.
- Daha ileriye gidemeyecek kadar çok yorgundu.