ikimiz

listen to the pronunciation of ikimiz
التركية - الإنجليزية
de both of us
both of us

Both of us want to see the movie. - İkimiz de filmi görmek istiyoruz.

There's no reason both of us need to go to Boston. - Her ikimizin de Boston'a gitmesi gerektiği konusunda herhangi bir sebep yok.

the two of us

The two of us aren't that good at chess. We're just playing because we felt like it. - İkimiz satrançta o kadar iyi değiliz. Sadece canımız istediği için oynuyoruz.

I grabbed my little sister's hand, and the two of us started to run. - Küçük kız kardeşimin elini yakaladım ve ardından ikimiz koşmaya başladık.

you and me

I want you and me to be happy. - İkimizin mutlu olmasını istiyorum.

I just want you and me to be happy. - Sadece ikimizin mutlu olmasını istiyorum.

iki
two

One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten. - Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.

I bought two dozen pencils. - İki düzine kalem satın aldım.

ikimiz de
both of us
iki
brace

The orthodontist told him he'd need braces for at least two years. - Ortodontist ona en az iki yıl süreyle pantolon askısına ihtiyacı olacağını söyledi.

iki
twain

Your words split my heart in twain. - Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.

iki
number 2

The number 2015 is represented as 11111011111 in binary. - 2015 numarası ikili olarak 11111011111 olarak gösterilir.

iki
{i} couple

I left him a couple messages. - Ona iki mesaj bıraktım.

He's only a couple of years older than me. - O benden yalnızca iki yaş büyük.

iki
bi
iki
{s} dual

Only in love are unity and duality not in conflict. - Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.

iki
duo-
iki
a couple of

He's only a couple of years older than me. - O benden yalnızca iki yaş büyük.

See you in a couple of minutes. - İki dakika içinde görüşürüz.

iki
bi-
iki
(Tıp) dipole
iki
either

If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were. - İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.

Either of the two must go. - İkisinden biri gitmeli.

iki
deux
iki
eucre
iki
di-
iki
dyad
iki
both

Hold the vase with both hands. - Vazoyu iki elinle tut.

Both my parents are at home now. - Ebeveynlerimin her ikisi de şu an evdeler.

iki
the two

The two sisters lived very quietly. - İki kız kardeş çok sakince yaşadılar.

Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago. - Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

İki
you two
iki
amphi
iki
two, double
iki
duo

Tom and Mary are a musical duo. - Tom ve Mary müzikal bir ikilidir.

iki
dyad; two
iki
ambi

Tom and Mary are both really ambitious, aren't they? - Tom ve Mary'nin ikisi de gerçekten hırslı, değil mi?

Tom and Mary are both ambitious, aren't they? - Tom ve Mary ikisi de hırslı, değil mi?

iki
twospot
iki
euchre
iki
twi
iki
double

The only room available is a double. - Mevcut tek oda iki kişiliktir.

His revenue doubled after retirement. - Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.

iki
di
sadece ikimiz
just the two of us
yalnız ikimiz
just the two of us
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف ikimiz في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

iki
Breath The physical act of respiration Also will power
iki
KA იბი [igi]
iki
Russian for `Space Research Institute' of the (`Russian Academy of Sciences'' -- RAS)
iki
Breath Iki refers more to the physical act of respiration, while kokyu signifies the deeper cosmological aspects of breathing
ikimiz
المفضلات