ihtiyaçtan

listen to the pronunciation of ihtiyaçtan
التركية - الإنجليزية
of necessity
required, indispensable, essential
ihtiyaç
need

A large army and navy would be needed. - Büyük bir ordu ve donanmaya ihtiyaç olacaktı.

She needed fuckin' words of love. - O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.

ihtiyaç
necessity

A computer is an absolute necessity now. - Bir bilgisayar şimdi mutlak bir ihtiyaçtır.

ihtiyaç
(Askeri) requirement

This shop can supply all your requirements. - Bu mağaza tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilir.

I'm sorry, but we cannot meet your requirements. - Üzgünüm, ancak ihtiyaçlarınızı karşılayamıyoruz.

ihtiyaç
demand

The desire emerges between need and demand. - Arzu ihtiyaç ve talep arasından çıkar.

ihtiyaç
require

Tom requires our assistance. - Tom yardımımıza ihtiyaç duyuyor.

A trivial problem doesn't require long contemplation. - Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.

ihtiyaç
penury
ihtiyaç
requisite
ihtiyaç
deprivation
ihtiyaç
human want
ihtiyaç
want

I want you to get the help that you need. - İhtiyaç duyduğun yardımı almanı istiyorum.

Separate your wants from your needs. - İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.

ihtiyaç
exigency
ihtiyaç
occasion
ihtiyaç
thing

People buy things they don't need. - İnsanlar ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alırlar.

I have so many things I don't need. - İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.

ihtiyaç
necessity, need, want, requirement; poverty yoksulluk
ihtiyaç
privation
ihtiyaç
pinch
ihtiyaç
something needed, necessity, need, want
ihtiyaç
desideratum
ihtiyaç
exigence
ihtiyaç
call
التركية - التركية

تعريف ihtiyaçtan في التركية التركية القاموس.

ihtiyaç
Güçlü istek: "Şefkatten ölecek derecede hisli, içli bir hâlde bağrıma basmak ihtiyacında idim."- R. H. Karay
ihtiyaç
Gerekseme, gereksinme
ihtiyaç
Eksikliği duyulan şey
ihtiyaç
Yoksulluk, yokluk
ihtiyaç
Güçlü istek
İhtiyaç
gerekseme
İhtiyaç
gereksinim
İhtiyaç
(Osmanlı Dönemi) HABBE
İhtiyaç
(Osmanlı Dönemi) MUGNAT
ihtiyaçtan
المفضلات