ihtilaftı

listen to the pronunciation of ihtilaftı
التركية - الإنجليزية
(Kanun) litigious
Inclined to engage in lawsuits
Of or relating to litigation
{a} inclined to lawsuits, quarrelsome
quarrelsome
Argumentative or combative
{s} pertaining to litigation (Law); overly eager to contest in a court of law (Law); argumentative, contentious
Someone who is litigious often makes formal complaints about people to a civil court of law. very willing to take disagreements to a court of law - often used to show disapproval (litigieux, from litigiosus, from litigare; LITIGATE)
Inclined to judicial contest; given to the practice of contending in law; quarrelsome; contentious; fond of litigation
Subject to contention; disputable; controvertible; debatable; doubtful; precarious
Of or pertaining to legal disputes
inclined or showing an inclination to dispute or disagree, even to engage in law suits; "a style described as abrasive and contentious"; "a disputatious lawyer"; "a litigious and acrimonious spirit"
ihtilaf
dispute

The two countries came to a political settlement over this dispute. - İki ülke bu ihtilaf üzerine politik bir anlaşmaya vardı.

Layla lost her company after a bitter legal dispute with a supplier. - Leyla bir tedarikçiyle olan acı bir hukuki ihtilaf sonrasında şirketini kaybetti.

ihtilaf
{i} controversy

There was a controversy about the location of the new school. - Yeni okulun yeriyle ilgili ihtilaf vardı.

ihtilaf
conflict, dispute, disagreement, dissension, discord
ihtilaf
(Politika, Siyaset) dichotomy
ihtilaf
tangle
ihtilaf
(Kanun) grievance
ihtilaf
(Kanun) lis
ihtilaf
contention
ihtilaf
collusion
ihtilaf
disparity
ihtilaf
(Kanun) quarrel
ihtilaf
disunity
ihtilaf
split
ihtilaf
disunion
ihtilaf
conflict of opinion, dispute, disagreement, difference
ihtilaf
difference, dissimilarity
ihtilaf
difference
ihtilaf
strife
ihtilaf
disagreement

They seem to be having a disagreement. - Bir ihtilaf yaşıyor gibi görünüyorlar.

ihtilaf
dissension
ihtilaf
scission
ihtilaf
discord
ihtilaf
gap
ihtilaf
discrepancy
ihtilaf
clash
ihtilaf
dissidence
ihtilâf
dissent
ihtilâf
collision

We may be on a collision course. - Biz ihtilaf halinde olabiliriz.

التركية - التركية

تعريف ihtilaftı في التركية التركية القاموس.

ihtilaf
Uyuşmazlık
ihtilaf
Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık
ihtilaf
Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık: "Yirmi beş senedir bir tek idare adamıyla ihtilafı olmamıştı."- R. N. Güntekin
ihtilâf
(Osmanlı Dönemi) anlaşmazlık, uyuşmazlık, karışıklık, ikilik, ayrılık, farklılık
İHTİLAF
(Osmanlı Dönemi) (Hulf. den) Anlaşmazlık, uyuşmazlık, karışıklık, ikilik
İHTİLAF
(Osmanlı Dönemi) Birisinin halifesi olmak.Eğer denilse: Hadiste $ denilmiş. İhtilaf ise, tarafgirliği iktiza ediyor. Hem tarafgirlik marazı; mazlum avâmı, zâlim havassın şerrinden kurtarıyor. Çünki: Bir kasabanın ve bir köyün havassı ittifak etseler, mazlum avâmı ezerler. Tarafgirlik olsa, mazlum bir tarafa iltica eder, kendisini kurtarır. Hem, tesadüm-ü efkârdan ve tehâlüf-ü ukulden hakikat tamamiyle tezahür eder?Elcevab : Birinci suale deriz ki: Hadisteki ihtila
ihtilaftı
المفضلات