I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
- Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
Tom invested all his money in the company that Mary and her father managed.
- Tom tüm parasını Mary ve babasının idare ettiği şirkete yatırdı.