Please write with a pen.
- Lütfen bir dolmakalem ile yaz.
Batman is friends with Robin.
- Batman, Robin ile arkadaştır.
At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
- Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
- Dört kollu adam bankayı soydu ve 4 milyon dolar ile kaçtı.
Can I pay here via Kontaktlos?
- Burada Kontaktlos ile ödeme yapabilir miyim?
Bringing terrorism to an end via the economy was a most wise policy.
- Terörü ekonomi ile sona erdirmek en akıllıca politikaydı.
Fadil's children went to live with their grandparents because of the mental state of their mother.
- Fadıl'ın çocukları, annelerinin zihinsel durumu nedeniyle büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte yaşamaya başladılar.
Because of modern communication and transportation systems, the world is getting smaller.
- Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.
They can communicate using hand signs.
- Onlar el işaretleri kullanarak iletişim kurabilirler.
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
We communicate by means of language.
- Biz dil vasıtasıyla iletişim kurarız.
Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.
- Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.
Green is associated with grass.
- Yeşil rengi, çim ile ilişkilidir.
One plus two equals three.
- Bir ile ikiyi toplarsanız sonucu üç olur.
We can go there with the help of a car.
- Biz oraya bir araba yardımı ile gidebiliriz.
I hear they have a lot of problems with the tunnels in New Zealand.
- Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum.
Your face covered with cum.
- Yüzün meni ile kaplı.
Tom broke up with Mary last summer, but now he wants to get back together with her.
- Tom geçen yaz Mary ile ilşkiyi bitirdi fakat şimdi o onunla yeniden beraber olmak istiyor.
Tom got back together with Mary.
- Tom Mary ile geri döndü.
We pushed ahead despite the obstacles.
- Engellere rağmen ilerlemeye devam ettik.
Tom pushed through the crowd.
- Tom kalabalığı yararak ilerledi.
Before forks and chopsticks, people usually ate food with a piece of flat bread.
- Çatal ve çubuklardan önce, insanlar genellikle düz bir parça ekmek ile yemek yerdi.
I went ahead and ate your dinner since you weren't here.
- İşi ilerlettim ve sen burada olmadığın için senin akşam yemeğini yedim.