Üzgünüm, gitmek zorundayım.
- I am sorry, I've got to go.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to trouble you.
Onu işittiğime üzüldüm.
- I am sorry to hear that.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry about being late.
Üzgünüm, mantıların tümü bitti.
- I'm sorry, we're all out of manti.
Affedersiniz, yanlış bir şey mi yaptım?
- I'm sorry, did I do something wrong?
Affedersiniz ama bu video artık mevcut değil.
- I'm sorry, but it's no longer available.
... DAVID BECKHAM: I mean, sorry. ...
... >>Lady Gaga: I'm sorry. ...