Tom is able to buy many things he needs at a local discount store.
- Tom yerel bir indirimli mağazada ihtiyacı olan birçok şeyi satın alabilir.
If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
- Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
- Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
We would ask you to give us a price reduction of 5%.
- Bize %5'lik bir fiyat indirimi vermenizi istiyoruz.
My cat ate a part of the rebate check.
- Kedim, indirim çekinin bir parçasını yedi.
Tom bought a camera at a bargain sale.
- Tom indirimli satışlarda bir kamera aldı.
Apples were on sale today.
- Elmalar bugün indirimli.
We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
- Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
In August almost all the stores offer discounts.
- Ağustos ayında neredeyse tüm mağazalar indirim sunar.
This insurance has a high deductible.
- Bu sigortanın yüksek bir indirimi var.
What's the deductible on your insurance?
- Senin sigortanda indirimli nedir?
Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone.
- İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.
The Republicans want more tax cuts for the rich.
- Cumhuriyetçiler, zenginler için daha fazla vergi indirimi istiyor.
The Government are considering tax cuts.
- Hükümet, vergi indirimlerini düşünüyor.
The tax agent allowed the deduction.
- Vergi ajanı indirime izin verdi.