تعريف i̇nceleme في التركية الإنجليزية القاموس.
- ınvestıgatıon
- incelemek
- {f} investigate
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
- incelemek
- {f} examine
Dentists take x-rays to examine your teeth.
- Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.
We dissected a frog to examine its internal organs.
- Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
- incelemek
- {f} study
In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
- Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
- Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- incelemek
- {f} view
- incelemek
- analyze
- incelemek
- {f} analyse
- inceleme
- examination
The teacher is busy looking over the examination papers.
- Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
Dan performed a microscopic examination of the hair.
- Dan saçın mikroskobik incelemesini yaptı.
- inceleme
- analysing
- inceleme
- prospecting
- inceleme
- investigating
- inceleme
- enquiry
- inceleme
- screening
- inceleme
- review
Please forward the document to the administrative office for review.
- Lütfen incelemesi için belgeyi idari ofise gönderin.
This is my latest review.
- Bu benim en son incelemem.
- inceleme
- inspecting
- inceleme
- investigate
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
- inceleme
- exploration
- inceleme
- reconnoitre
- inceleme
- examen
- inceleme
- investigation
The firm is under investigation.
- Firma inceleme altında.
- inceleme
- reconnoiter
- inceleme
- (Ticaret) decomposition
- inceleme
- probe
- inceleme
- (Bilgisayar) probing
- inceleme
- (Bilgisayar) examining
Test examining is a very restrictive practice.
- Test incelemesi çok kısıtlayıcı bir uygulamadır.
We have to appoint new members of the examining board.
- İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.
- inceleme
- reviewing
- inceleme
- examinatorial
- inceleme
- reading
- inceleme
- anatomy
- inceleme
- inquisition
- inceleme
- checkover
- inceleme
- research
- inceleme
- examination, investigation, observation, exploration, research, study, scrutiny
- inceleme
- checkup
- inceleme
- analysis
- inceleme
- survey
- inceleme
- (Hukuk) expertise
- inceleme
- perusal
- inceleme
- careful study, studying, research; scrutiny, examination, inspection; investigation
- inceleme
- sifting
- inceleme
- dissection
- inceleme
- study
Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
- Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
He built an observatory to study the stars.
- Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- inceleme
- observing
- inceleme
- (a written) study, paper, the published results of an investigation
- inceleme
- surveying
- inceleme
- compendium
- incelemek
- search
- incelemek
- inspect
I use a flashlight to inspect my throat.
- Boğazımı incelemek için bir el feneri kullanırım.
He will come here soon to inspect the industry of this town.
- O, bu şehrin sanayisini incelemek için yakında buraya gelecek.
- incelemek
- survey
- incelemek
- dissect
We dissected a frog to examine its internal organs.
- Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.
- O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.
- incelemek
- dig
- incelemek
- audit
- incelemek
- scan
- incelemek
- research
- bilimsel inceleme
- dissertation
- incelemek
- assess
- incelemek
- look through
- incelemek
- peruse
- incelemek
- observe
I bought a telescope in order to observe the night sky.
- Gece gökyüzünü incelemek için bir teleskop aldım.
- incelemek
- scrutinize
- incelemek
- construe
- incelemek
- explore
- incelemek
- con
It is necessary to examine all possible consequences.
- Tüm olası sonuçları incelemek gerekli.
- incelemek
- (Kanun) consider
- incelemek
- check over
- incelemek
- go through
- incelemek
- dig out
- incelemek
- go into
- incelemek
- look into
I want to look into this.
- Bunu incelemek istiyorum.
The detective promised to look into the matter right away.
- Dedektif meseleyi derhal incelemek için söz verdi.
- incelemek
- to examine, to scrutinize, to observe, to inspect, to look into, to look over, to look through, to go over sth; to investigate; to explore; to study
- incelemek
- pore over
- incelemek
- examine into
- incelemek
- to study (someone, something) carefully, research; to scrutinize, examine, inspect; to investigate
- incelemek
- make a study of
- incelemek
- research into
- bilimsel inceleme
- scientific research
- incele
- (Bilgisayar) analyze
- inceleme gezisi
- (Ticaret) study tour
- inceleme hatası
- (Bilgisayar) parse error
- inceleme raporu
- (Bilgisayar) analysis report
- inceleme yapmak
- research
- incelemek
- prospect
- incelemek
- (Askeri) reconnoiter
- incelemek
- expiore
- incelemek
- review
- incelemek
- go over
- incelemek
- sift through
- incelemek
- pore
- incelemek
- go over something
- incelemeler
- reviews
- jeolojik inceleme
- (Coğrafya) geological survey
- yerinde inceleme
- (Kanun) viewing
- incele
- {f} inspected
Sami's car was inspected by investigators.
- Sami'nin arabası dedektifler tarafından incelendi.
Tom inspected the equipment carefully.
- Tom cihazı dikkatlice inceledi.
- incele
- {f} examining
We have to appoint new members of the examining board.
- İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.
Clyde Tombaugh photographed 65% of the sky and spent thousands of hours examining photographs of the night sky.
- Clyde Tombaugh gökyüzünün% 65'ini fotoğrafladı ve gece gökyüzünün fotoğraflarını inceleyerek binlerce saat harcadı.
- incele
- check over
- incele
- examine
The customs officials examined the boxes.
- Gümrük memurları kutuları inceledi.
Dentists take x-rays to examine your teeth.
- Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.
- incele
- look over
- incele
- look through
Please look through these papers at your leisure.
- Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.
- incele
- {f} inspecting
- incele
- investigate
She investigated the company's output record carefully.
- Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
- incele
- {f} analysing
- incele
- pore over
- inceleme
- shakedown
- inceleme
- observation
- inceleme
- breakdown
- inceleme
- {i} parse
- inceleme
- check
- inceleme
- scrutiny
The downside of fame is scrutiny.
- Şöhretin olumsuz tarafı incelemedir.
- incelemek
- suss
- incelemek
- look over
- incelemek
- check
- dikkatle inceleme
- Carefully review
- incele
- {f} survey
The young couple surveyed the room.
- Genç çift odayı incelediler.
We surveyed the view from the top of the hill.
- Tepenin zirvesinden manzarayı inceledik.
- inceleme gezisi
- (Ticaret) study trip, study tour
- inceleme öncesi
- Pre-inspection
- incelemek
- go
- incelemek
- follow sth up
- Müşterek ihtiyaçlar Nezaret Konseyi (JROC) İnceleme Kurulu
- (Askeri) Joint Requirements Oversight Council (JROC) Review Board
- Silah Sistemi Patlayıcı Madde Güvenlik İnceleme Kurulu
- (Askeri) Weapon System Explosive Safety Review Board
- Silahlı Kuvvetler Teşhis Adli Müşavirlik İnceleme Kurulu
- (Askeri) Armed Forces Identification Review Board
- bilimsel inceleme
- treatise
- bilimsel inceleme
- disquisition
- bitki inceleme
- (Botanik, Bitkibilim) herborization
- bizzat inceleme
- autopsy
- derinlemesine inceleme yeteneği
- perspective
- dikkatli inceleme
- scrutiny
- doğal olayların devrelerini inceleme
- phenology
- ekonomik inceleme komitesi
- (Hukuk) economic study committee
- elektriksel inceleme
- (Çevre) electrical prospecting
- erkin inceleme
- freethinking
- eski resmi belgeleri inceleme bilimi
- diplomatics
- etik inceleme
- (Politika, Siyaset) ethical review
- fiziksel inceleme
- (Askeri) physical survey
- ilk inceleme makamı
- (Askeri) primary review authority
- incele
- study
We went to the museum to study Japanese history.
- Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
He built an observatory to study the stars.
- Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- incele
- checkover
- incele
- parse
- inceleme
- treatise
- inceleme başlatmak
- start an investigation
- inceleme başlatmak
- launch an investigation
- inceleme grubu
- study group
- inceleme heyeti
- investigation commission
- inceleme heyeti
- surveying commission
- inceleme için bitki toplamak
- botanize
- inceleme için çağırmak
- call for inspection
- inceleme sebebi
- (Kanun) reason for examination
- inceleme süresi
- (Askeri) review period
- inceleme tablosu
- screening table
- inceleme tutanağı
- (Ticaret) verification minute
- inceleme yapmak
- reconnoitre [Brit.]
- inceleme yapmak
- reconnoiter
- inceleme yazısı
- memoir
- inceleme yürütmek
- conduct an investigation
- incelemek
- vet
- incelemek
- twig
- incelemek
- sift
- incelemek
- (deyim) follow sth. up
- incelemeler
- studies
- istihbarat programı inceleme grubu
- (Askeri) intelligence program review group
- iyice inceleme
- scrutinizing
- iyice inceleme
- scrutinising
- komuta ilişkileri anlaşması; koordine eden inceleme makamı
- (Askeri) command relationships agreement; coordinating review authority
- kronik inceleme
- (Kimya) chronic study
- mikroskobik inceleme
- microscope examination
- mikroskobik inceleme
- microscopic examination
- mikroskopla inceleme
- microscopy
- müşterek faaliyet sonrası model inceleme sistemi
- (Askeri) joint model after-action review system
- müşterek inceleme grubu
- (Askeri) joint review group
- parçalarına ayırıp inceleme
- dissection
- personel tahliyesi; Phoenix Raven; esas bölge; üretim ihtiyacı; program inceleme
- (Askeri) personnel recovery; Phoenix Raven; primary zone; production requirement; program review
- program inceleme grubu
- (Askeri) program review group
- sismik inceleme
- seismic prospecting
- sistemli inceleme
- audit
- son durum inceleme programı
- (Bilgisayar) postmortem program
- son durum inceleme yordamı
- (Bilgisayar) postmortem routine
- süreç inceleme ekibi
- (Ticaret) process review team
- teknik inceleme
- technical studies
- teknik inceleme yetkisi
- (Askeri) technical review authority
- tekrar inceleme
- reappraisal
- yabancı geminin kimliğini inceleme
- (Hukuk) right of approach
- yatay inceleme
- cross-section study
- yazılım dağıtım bülteni; sistem inceleme kurulu
- (Askeri) software release bulletin; system review board (JOPES)
- yazılım konfigürasyonu inceleme kurulu
- (Askeri) software configuration review board
- yeniden inceleme
- revisal
- yeniden inceleme
- review
- çözümsel inceleme
- (Hukuk) analytical examination
- üstünkörü inceleme
- once over