Tom has a hard time hearing.
- Tom işitmekte zorluk çekiyor.
Hearing this song after so long really brings back the old times.
- Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
After the initial shock of hearing of her grandfather's death, the girl started to cry.
- Onun büyükbabasının ölümünü işitmesinin ilk şokundan sonra, kız ağlamaya başladı.
Tom lost his hearing.
- Tom işitmesini kaybetti.
Touch an animal to hear its sound.
- Sesini işitmek için bir hayvana dokunun.
I don't want to hear any more excuses.
- Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
He sat in the front so as to be able to hear.
- İşitebilmek için önde oturdu.
Hearing this song after so long really brings back the old times.
- Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
The main reason kids tell lies is to avoid getting into trouble.
- Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni azar işitmekten kaçınmaktır.
Tom lost his hearing.
- Tom işitmesini kaybetti.
Tom can hardly hear without his hearing aid.
- Tom işitme cihazı olmadan neredeyse duyamıyor.