The box contains a Mesopotamian statue.
- Kutu bir Mezepotamya heykeli içermektedir.
This dictionary contains about 40,000 headwords.
- Bu sözlük yaklaşık 40.000 madde başı sözcük içermektedir.
Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
- E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
This amount includes tax.
- Bu tutar vergi içermektedir.
The suitcase contained nothing but dirty clothes.
- Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
I addressed the envelope containing the invitation.
- Davet içeren zarfın üstüne adres yazdım.
Investing in stocks involves risk.
- Hisse senetlerine yatırım yapmak risk içerir.
I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe.
- Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.
This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.
- Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
This amount includes tax.
- Bu tutar vergi içermektedir.
The shopping list included a gallon of milk.
- Alışveriş listesi bir galon süt içeriyordu.
The list included Tom.
- Liste Tom'u içeriyordu.
The Kalmar Union, comprising Sweden, Denmark and Norway, broke apart in 1523.
- İsveç, Danimarka ve Norveç'i içeren Kalmar Birliği, 1523'te ayrıldı.