işetme

listen to the pronunciation of işetme
التركية - الإنجليزية
work-up
to produce mentally or physically
The total patient evaluation, which may include laboratory assessments, radiologic series, medical history, and diagnostic procedures
işe
pee

Don't pee on an electric fence. - Elektrikli çit üzerine işeme.

Your cat entered into my car and peed there. - Kedi arabama girip oraya işedi.

işe
urinate

Please, urinate in this vessel! - Lütfen bu kap içerisine işeyin.

işe
{f} pissed
işe
{f} piss

While walking down the street, I saw two white cats pissing near a car tire. - Sokakta aşağıya doğru yürürken iki beyaz kedinin bir araba lastiğinin kenarına işediğini gördüm.

Can I go to the bathroom? I gotta piss. - Tuvalete gidebilir miyim? İşemem gerekiyor.

işetmek
to cause (someone) to urinate
التركية - التركية
İşetmek işi
işetmek
İşemesini sağlamak, işemesine yol açmak, çiş yaptırmak
İŞE
(Osmanlı Dönemi) Câsus, hafiye
İŞE
(Osmanlı Dönemi) f. Orman, sık ağaçlık
işetme
المفضلات