iş yeri

listen to the pronunciation of iş yeri
التركية - الإنجليزية
workplace

I owe my success to the fact that I've never had a clock in my workplace. - Başarımı iş yerimde saat bulundurmamam gerçeğine borçluyum.

Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover. - Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.

stand
(Ticaret) work shop
business office
working place
vacation spot
Work place
(Hukuk) office

My office is near Starbucks. - İş yerim Starbucks'a yakın.

business

Proper clothes count for much in business. - Uygun elbiseler iş yerinde çok önemlidir.

yeri
workplace

Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace. - Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.

Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace. - Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir.

yeri
{i} shop

The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance. - Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.

yeri
job

I do a good job with my work. - Benim işyeri ile iyi bir iş yaparım.

Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace. - Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.

yeri
registered office
yeri
bureau
yeri
studio
yeri
workshop

An empty head is the devil's workshop. - Boş kafa şeytanın işyeridir.

yeri
stand
yeri
business
yeri
place of employment
yeri
working place
yeri
shebang
yeri
work

Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace. - Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.

Tom got hurt in an accident at work. - Tom işyerinde bir kazada yaralandı.

yeri
workplace, business, office
التركية - التركية
Bir görevin yapıldığı yer
İşçinin iş sözleşmesine göre çalıştığı yer
yeri
ofis
İş yeri
İş yeri
işletme
iş yeri
المفضلات