As businesses failed, workers lost their jobs.
- İşler başarısız sonuçlanınca işçiler işlerini kaybettiler.
He has a lot of ideas about running foreign workers.
- Onun yabancı işçilerin çalıştırılmasıyla ilgili çok sayıda fikirleri vardır.
The employees are paid biweekly.
- İşçilere iki haftada bir ödeme yapılır.
Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
- İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.
Tom accused the employee of stealing.
- Tom işçiyi çalmakla suçladı.
They consider him their best employee.
- Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar.
As businesses failed, workers lost their jobs.
- İşler başarısız sonuçlanınca işçiler işlerini kaybettiler.
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
The workman died from the explosion.
- İşçi patlamadan dolayı öldü.
A bad workman always blames his tools.
- Kötü bir işçi her zaman aletlerini suçlar.
Many workers were trapped in the coal mine.
- Birçok işçi kömür madeninde mahsur kaldı.
Many men were hired at the factory.
- Fabrikaya birçok işçi alındı.
We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçiler gördük.
The laborers are murmuring against their working conditions.
- İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
Tom is a real handyman.
- Tom gerçek bir becerikli işçi.
I'm a pretty good handyman.
- Ben oldukça iyi bir işçiyim.
These workmen are constructing a road.
- Bu işçiler bir yol inşa ediyorlar.
The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.