They will begin distributing free syringes and needles to drug users.
- Onlar uyuşturucu kullanıcılarına ücretsiz şırıngalar ve iğneler dağıtmaya başlayacak.
I pricked my thumb with a needle.
- Baş parmağıma iğne batırdım.
The doctor gave me a shot.
- Doktor bana iğne yaptı.
The nurse gave me a shot.
- Hemşire bana bir iğne yaptı.
He doesn't understand sarcasm.
- O, iğnelemeyi anlamaz.
The public bought it hook, line and sinker, didn't they?
- Halk olta iğnesi, olta ve olta kurşunu aldı, değil mi?
Tom put bait on the hook.
- Tom olta iğnesine yem koydu.
The picture was held on by a pin.
- Resim bir iğne ile tutturuldu.
You could've heard a pin drop.
- Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin.
The court condemned the man to death by lethal injection.
- Mahkeme adamı öldürücü iğneyle ölüme mahkûm etti.
Sami was sentenced to die by lethal injection.
- Sami zehirli iğneyle ölüme mahkum edildi.
Whose sting is more painful: a bee's or a wasp's?
- Kimin iğne batması daha ağrılıdır: Bir arının mı yoksa bir yaban arısının mı?
He pricked himself with a pin.
- O, bir iğne ile kendini deldi.
I pricked my thumb with a needle.
- Baş parmağıma iğne batırdım.