I have a gut feeling that Tom won't pass the test.
- Tom'un sınavı geçmeyeceğine dair içgüdüsel bir sezgim var.
My gut feeling is that Tom won't show up tomorrow.
- Benim içgüdüsel hissim Tom'un yarın gelmeyeceğidir.
Tom instinctively backed away.
- Tom içgüdüsel olarak geri çekildi.
All forms of life have an instinctive urge to survive.
- Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.