içerlek

listen to the pronunciation of içerlek
التركية - الإنجليزية
indented (line of writing, paragraph, etc.)
(placing something) closer to the inside, farther to the inside, farther within, more to the inside
set back, standing back, secluded
(something) which sits back from (something else)
(something) which is located farther within (a place): Rıfkı hemen içerlek ve loş kütüphaneye koştu. Rıfkı ran at once into the dim library located farther within
withdrawn
recessed
standing back
secluded
içerlek yazmak
to indent (a line of writing, a paragraph. etc.)
التركية - التركية
Yanındakilerden daha geride olan
İçine çökmüş, derinde olan
Yanındakilerden daha içeride, daha geride bulunan: "İçerlek birahanenin uzun koridorunda kendimi çok yabancı buldum."- P. Safa. İçine çökmüş, derinde olan: "Siyah oyuklarında içerlek gözleri sağa sola çevrildi."- P. Safa
Yanındakilerden daha içeride, daha geride bulunan
İÇERLEK
(Osmanlı Dönemi) Daha geride, daha içeride bulunan
İÇERLEK
(Osmanlı Dönemi) t. Dip, kuytu yer. Çıkmaz
içerlek
المفضلات