When you quote a stupid text, do not forget the context.
- Aptalca bir metinden alıntı yaparken, içeriği unutma.
If you don't understand something, it's because you aren't aware of its context.
- Eğer bir şeyi anlamıyorsanız, onun içeriğinin farkında olmamanızdandır.
Tom looked through the contents of the package.
- Tom paketin içeriğine baktı.
Did you know that Google keeps a history of all your web searches and looks at the contents of your emails to provide you advertising?
- Google'ın tüm web arama geçmişinizi tuttuğunu ve size reklam sunmak için e-postalarınızın içeriğine baktığını biliyor muydunuz?
Nature is the only book that offers important content on every page.
- Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.
We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.
- Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.
In order to fully understand how a word is used, it needs to be used in many different contexts.
- Bir kelimenin nasıl kullanıldığını tam olarak anlamak için, onun birçok farklı içeriklerde kullanılması gerekir.
Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful.
- Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.
The contents of this book are not suitable for people with weak nerves.
- Bu kitabın içerikleri zayıf sinirli insanlar için uygun değildir.
The box doesn't match the contents.
- Kutu, içerikle eşleşmiyor.
This site contains content not suitable for persons under the age of 18.
- Bu site 18 yaşın altındaki kişiler için uygun olmayan içerik içeriyor.
Tabiat, her sayfasında mühim muhteva sunan yegâne kitaptır.
- Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.