التركية - الإنجليزية
تعريف iç karartıcı في التركية الإنجليزية القاموس.
- sad
I think it's sad to have no friends.
-Sanırım hiç arkadaş olmaması iç karartıcı.
I think it's sad to not have any friends.
-Sanırım hiç arkadaşının olmaması iç karartıcıdır.
- {s} gloomy
It's a very gloomy day.
-Çok iç karartıcı bir gün.
- {s} dreary
- wintry
- dismal
The outlook for the defense program is dismal.
-Savunma programı için görünüm iç karartıcıdır.
- sullen
- cut and dried
- depressıng
- somber
- sombre
- dismal, dreary
- depressing
Living the kind of life that I live is senseless and depressing.
-Benimki gibi bir hayat yaşamak manasız ve iç karartıcı.
I can't think of anything more depressing than that.
-Bundan daha iç karartıcı bir şey düşünemiyorum.
- drear
iç karartıcı
الواصلة
iç ka·rar·tı·cıResimler
السابق
المفضلات