hususunda

listen to the pronunciation of hususunda
التركية - الإنجليزية
regarding, on, about
concerning, in connection with
regarding
on
with respect to
in respect to
in point of
in respect of
as regards
in regard to
in relation to
visavis
regard
upon

Belarusian President Alexander Lukashenko congratulated Alexei Dudarev upon his birthday. - Beyaz Rusya Devlet Başkanı Alexander Lukashenko Alexei Dudarev'i doğum günü hususunda tebrik etti.

husus
{i} matter

We now request your opinion in the above-referenced matter. - Yukarıda belirtilen hususlarda acil görüşünüzü talep ediyoruz.

I have nothing to do with this matter. - Bu hususla hiçbir ilgim yok.

husus
{i} case
husus
{i} subject
husus
{i} particular
husus
point

Tom has a valid point. - Tom'un geçerli bir hususu var.

I had to compromise on this point. - Bu hususta uzlaşmaya varmak zorunda kaldım.

husus
provision
husus
way
husus
matter, subject, question; case
husus
matter, subject, question; point, respect, consideration
husus
particular point; relation, respect; peculiarity, particularity
husus
particularity
husus
consideration
التركية - التركية

تعريف hususunda في التركية التركية القاموس.

HUSUS
(Osmanlı Dönemi) İş. Mevzu. Yol. Usul. Keyfiyet. Madde. Şey. Bir şeyin sairlerinden ayrıldığını ve temyizini bildiren cihet ve keyfiyet
Husus
(Osmanlı Dönemi) VATAR
husus
Özellik, yön
husus
Konu, madde: "Mallarımın idaresi hususunda kendisinden hiçbir yardım esirgemiyorlar."- E. E. Talu. Özellik, yön
husus
Konu, madde
hususunda
المفضلات