Ben bu gezegendeki en alçakgönüllü insanım.
- I'm the humblest person on this planet.
Bütün başarılarına rağmen oldukça alçakgönüllü bir adamdır.
- He's a quite humble man in spite of all he's achieved.
Başarılarına rağmen, o çok mütevazidir ve onlar hakkında övünmez.
- Despite his achievements, he is very humble and doesn't boast about them.
Mütevazi görünümlü yaşlı adam krala takdim edildi.
- A humble-looking old man was presented to the king.
Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
- The humble man is getting along with his neighbors.
Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
- Please accept my humble apologies.
Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
- Please accept my humble apologies.
Ben bu gezegendeki en alçakgönüllü insanım.
- I'm the humblest person on this planet.
Thy humble nest built on the ground. -Cowley.
The genius which humbled six marshals of France. -Macaulay.
Without a humble imitation of the divine Author of our . . . religion we can never hope to be a happy nation. -Washington.