hul

listen to the pronunciation of hul
الدانماركية - التركية
delik
delii
delikten
deliği
deliğe sokmak
deliğe
delik açmak
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Mukabele etmek, karşılık vermek
(Osmanlı Dönemi) (Hâyil. C.) Bela. Zahmet
Yeni doğan buzağıların konulduğu yer
الدانماركية - الإنجليزية
loop hole
pocketed
holed
hole

There's a black hole at the center of our galaxy. - Der er et sort hul midt i ​​vores galakse.

He dug a hole in the garden. - Han gravede et hul i haven.