الإنجليزية - التركية
تعريف huge, stupendous; surprising; astonishing, astounding في الإنجليزية التركية القاموس.
- amazing
- şaşırtıcı
Tom'un başını bu kadar çok belaya sokması şaşırtıcı.
-It's amazing how much trouble Tom is able to get into.
Şaşırtıcı; ödülü kazanmalıydın.
-It is amazing; you should have won the prize.
- amazing
- {s} hayran eden
- amazing
- insanı şaşırtan
- amazing
- şaşırtma
- amazing
- insanı hayrete düşüren
- amazing
- {s} hayret verici
Tekniği kesinlikle hayret vericiydi.
-His technique was absolutely amazing.
- amazing
- şaşıratarak
- amazing
- {f} şaşırt
Şaşırtıcı; ödülü kazanmalıydın.
-It is amazing; you should have won the prize.
Tom'un başını bu kadar çok belaya sokması şaşırtıcı.
-It's amazing how much trouble Tom is able to get into.
- amazing
- hayrete düşürücü
- amazing
- İnanılmaz
- amazing
- {s} ilginç
- amazing
- {s} şaşılacak
Bu şaşılacak derecede basit.
-It's amazingly simple.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف huge, stupendous; surprising; astonishing, astounding في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {s} amazing
huge, stupendous; surprising; astonishing, astounding
الواصلة
huge, stupendous; surprising; astonishing, as·tound·ingالنطق
Resimler
السابق
المفضلات